Anasayfa
Osmanlı, kılıçla ve savaşla büyümedi! Osmanlı, kılıçla ve savaşla büyümedi! Osmanlı fetihleri yalnız kılıçla değil, daha çok istimâlet denilen “uzlaştırıcı” ve “sevdirici” bir politika netîcesinde gerçekleşmekteydi. Osmanlı idâresinin; İslâm hukuku çerçevesinde, gayri müslimlere can ve mal güvenliğiyle dinlerinde serbestlik tanıması, onların ileride İslâmiyetle şereflenmelerine yol açıyordu. Yine bu durumun neticesi olarak çok defâ, geniş bölgeler, şehir ve kasabalar kendiliğinden Osmanlı hâkimiyetini tanımakta idiler. “Türkler daha hoşgörülü” Fatih Sultan Mehmed Han’ın, Rumeli’deki fetihlerini genişleterek Sırbistan sınırlarına dayandığı zaman, iki ateş arasında kalan Ortodoks Sırpları, Katolik Macaristan Krallığı ile Müslüman Osmanlı Devleti arasında tercih yapmak zorunda kaldılar. Bunun üzerine Sırbistan Kralı George Bronkoviç, hem Macar Kralı Jan Honyad’a, hem de Fatih Sultan Mehmet Han’a heyetler gönderdi. Heyetlerin bu görüşmelerinden sonra Osmanlı Türklerini daha müsamahalı ve hoşgörülü buldu ve kendi dinlerinden olan Macaristan Krallığı’na değil de, Müslüman olan Osmanlı Devleti’ne iltica etmeyi kabul etti... 1758 yılında Rus ve Avusturya baskısı ve zulmü altında bulunan Prusyalılar, bu durumdan kurtulmak için Osmanlı’ya ümit besliyorlar ve Müslümanları adaletin koruyucusu olarak düşünüyorlardı. Hatta Müslümanları imdada çağıran mektubundaki “Baskı altında olanların dostu, mazlumun kırbacı, Şark’ın zafere aşina çocuklarına” diye başlayan ibret dolu şu şiirin 1761 yılında Imparator II. Frederic tarafından yazılmış olması Osmanlı gerilerken bile iki medeniyet arasındaki uçurumu gözler önüne sermektedir... Bizi onlar çağırdılar... Yukarıdaki iki örnekte de görüldüğü gibi; Osmanlı kılıçla ve savaşla büyümemiştir. Bizzat Hristiyan halklar kendi dininden ve milletinden olan idarecilerin zulüm ve baskılarına dayanamayıp Osmanlı’ya koşmuşlar ve Osmanlı’yı onlar çağırmışlardır... |